Yeni doğan bebeklerin yaklaşık %70’inde görülebilen bir sağlık problemi olan yeni doğan sarılığı, ciddi bir problem olmasa da, tedavi edilmesi gereken ve bebeğin takip edilmesinin şart olduğu bir hastalıktır.
Kanda “bilirubin” adı verilen proteinin yoğunluğunun artması sebebiyle ortaya çıkan ve deri, gözün beyaz kısmı, yanak içi, yüz, avuç içi gibi bölgelerde bilirubin birikmesi sonucu sarılaşmaların görüldüğü bir hastalıktır.
Yeni doğan sarılığının görülmesinde birçok etken öne çıkıyor. Yeni doğan bebeklerde henüz tam olarak çalışmaya başlayamamış olan karaciğer, bilirubin adlı maddeyi metabolize edemeyebiliyor ve bu da bilirubin birikmesine sebep olabiliyor. Bunun yanında genetik faktörler, geç doğum, erken doğum, beslenme eksikliği gibi birçok farklı etmen de mevcut.
Bu hastalık, doktorlar tarafından 2 temel çeşit altında inceleniyor.
Fizyolojik Sarılık: Yeni doğan bebekte 2. ve 4. günler arasında görülmeye başlanan bu satılık tipi, bebeğin karaciğerinin henüz tam faaliyete geçememiş olması ve bilirubin maddesini metabolize edemiyor olmasından kaynaklanıyor. Genellikle herhangi bir tedaviye gerek kalmadan 7. ve 10. gün arasındaki süreçte tamamen ortadan kayboluyor. Yine de, fizyolojik sarılık geçiren bir yenidoğan bebeğin gözlemlenmesi önemli.
Patolojik Sarılık: Daha ciddi sarılık çeşidi olan patolojik sarılık, anne ve bebek arasındaki kan uyuşmazlığı, annenin doğumdan önce ve sonra aldığı ilaçlar, bebeğin karaciğerindeki bir fonksiyon bozukluğu ya da bebek henüz anne karnındayken annenin geçirdiği bazı enfeksiyonlar sebebiyle, doğumdan hemen sonra görülebiliyor. Patolojik sarılık, uzman doktor müdahalesi gerektiren bir durum olduğundan, ihmal edilmemesi gereken bir yeni doğan sarılık çeşididir.
Yeni doğan sarılığı tedavisinde birkaç farklı uygulama mevcut. Hangi uygulamanın kullanılacağına, bebeğin boyu, kilosu, kanındaki bilirubin seviyesi gibi farklı faktörleri kontrol ederek, çocuk doktoru karar veriyor. Genellikle ilk 1-2 hafta içinde görülen ve kendiliğinden geçen yeni doğan sarılığı, tedavi gerektirdiği durumlarda genellikle fototerapi tedavisi kullanılıyor. Belirli dalga boyunda ışık yayan bir ışık kaynağına tabi tutulan bebeğin kanındaki bilirubin, bu ışık sayesinde yıkıma uğruyor ve idrarla dışarı atılıyor. Uygulama esnasında bebeğin gözleri kapatılıyor ve uygulama, bebeğin derisine herhangi bir zarar da vermiyor.
Kan uyuşmazlığı sebebiyle bilirubin seviyesinin yükseldiği ve yeni doğan sarılığı yaşandığı durumlarda ise, bebeğin kanının değiştirilmesi gerekebiliyor.